
Irk Grubu
Arkadaş
Boyu
40 - 48 cm
Kilosu
15 - 21 kg
Yaşam Süresi
12 - 15 yıl
Günlük Miktar: 2 ölçek
Keeshond ırkı, Samoyed, Chow Chow, Norveç Elkhound, Finnish Spitz ve Pomeranian ırklarıyla yakın akrabadır. 17. ve 18. yüzyıllarda Ren Nehri'ndeki "rijnaken" adı verilen küçük gemilerde gemicilere arkadaş olurdu ve bekçi köpeği olarak görev yapardı.
Keeshond, Hollanda'da siyasi huzursuzluk yaşandığı dönemde en sevilen köpek oldu. O dönemde Hollanda halkı iki gruba ayrılmıştı: "prinsgezinden" veya "Prince of Orange" ve "patriotten" veya "patriots"(vatanseverler). Vatanseverlere Cornelius de Gyselaer liderlik ediyordu ve daimi yoldaşı "Kees" adında spitz tipi bir köpekti. Cornelius'u takip eden gruba diğer grup tarafından "Keezen" deniyordu. Keeshond, isyancı Cornelius ve takipçileri tarafından partinin sembolü oldu ve sıradan insanlar arasında popüler bir ırk haline geldi. "Prince of Orange" zamanla isyancı partiyi devirdi ve kaybedenlerin sembolü olarak kalan birçok Keeshond ırkı köpek katledildi. Bazıları Hollanda çiftliklerinde ve Amsterdam çevresindeki mavnalarda hayatta kalabildi ancak sayıları dramatik bir şekilde azdı.
Keeshond, 1905 yılında, daha sonraları "My life with Keeshonden" adlı kitabın yazan Gwendolen Wingfield Digby tarafından tekrar keşfedildi ve kurtarıldı. Ailesini iki yavru almaya ikna etti ve bu köpekleri İngiltere'ye götürdü. İngiltere'de ırka olan ilgiyi uyandırdı ve 1926'da İngiliz Keeshond Kulübü'nün kurulmasını sağlamış oldu.
Holldanda'da Keeshond ırkına olan ilginin düşüşü, 1920 yılında "Barones van Hardenbroek" ırkla ilgilenene kadar devam etti. Barones, köpeklerin tekne kaptanları, çiftçiler ve bazı çalışan insanlar tarafından hala bakıldığını fark etti. Keeshond ırkı köpekleri yetiştirmeye başladı ve hikayesini Avrupa'ya yaydı. 10 yıl içerisinde Hollanda Keeshond Kulübü kuruldu ve ırka olan ilgi tekrar canlandı.
Keeshond erkeklerinin boyları omuza kadar 44 - 48 cm, ağırlıkları 17 - 21 kg'dır. Dişilerinin boyları omuza kadar 40 - 44 cm, ağırlıkları 15 - 18 kg'dır.
Hayatını önce mavnada geçirmesi için yetiştirilen ve sonrasında yoldaş köpek olan Keeshond, nispeten küçük bir alanda nasıl mutlu olacağını öğrenmiştir. Apartman hayatına uyum sağlayabilir, teknede veya bahçeli bir evde yaşayabilir. Bekçi köpeğinden çok, bir yoldaş, bir arkadaş olarak yetiştirilmiştir. O bir avcı değil; herhangi bir özel iş için de yetiştirilmemiştir. Bildiği en iyi şey, sadece sadık ve sevgi dolu bir arkadaş olmaktır. Zeki ve oldukça eğitilebilir bir köpektir. O kadar akıllıdır ki, bazen yaramaz bir çocuk gibi davranabilir ancak kolayca uygun köpek davranışlarını öğrenir ve itaat konusunda oldukça başarılıdır. Heyecanlı veya mutlu olduğunda bunu herkesle paylaşmayı sever; genellikle daireler çizerek. Cana yakın oluşu sayesinde hem yetişkinler hem de çocuklar için iyi bir arkadaştır.
Mizacı, kalıtım, eğitim ve sosyalleşme gibi bir dizi faktörden etkilenir. İyi huylu yavrular genellikle meraklı, eğlenceli, insanlara yaklaşmaya ve onlar tarafından tutulmaya isteklidir. Yavru seçimi yapılırken, ne kardeşlerine üstünlük kurmaya çalışan ne de köşede saklanan bir yavru seçin; en iyi seçim bu ikisinin ortasıdır. Her zaman ebeveynlerinden biriyle tanışın (genellikle anne en müsait olandır). Kendinizi rahat hissedebileceğiniz ve huy olarak size en uygun olanı seçin. Ebeveynlerinden ve akrabalarından biriyle tanışmak, köpeğin büyüdüğü zaman nasıl olacağını değerlendirmek için faydalıdır.
Her ırkta olduğu gibi Keeshond ırkının da küçük yaşlardan itibaren sosyalleşmeye ihtiyacı vardır. Pek çok farklı insanı, görüntüyü ve sesleri deneyimlemesi gerekir. Sosyalleşme, yavru köpeğinizin iyi huylu bir köpek olarak büyümesine yardımcı olur. Diğer köpeklerle tanıştırmak ve birbirleriyle kontrollü şekilde etkileşime girmesini sağlamak da çok faydalı olacaktır. Sosyal becerilerinin gelişmesi için köpek parklarını ziyaret etmek, köpek arkadaşlarıyla birlikte oyun oynamasını sağlamak veya birlikte keyifli yürüyüşler yapmak faydalı olacaktır.
Keeshond ırkı köpekler genellikle sağlıklıdır ancak tüm ırklarda olduğu gibi bazı sağlık sorunlarına eğilimlidirler. Köpeklerin hepsi bu hastalıkların herhangi birine veya hepsine yakalanmaz ancak bu ırkı düşünüyorsanız, aşağıdaki hastalıkların farkında olmanız önemlidir.
Addison Hastalığı: Hipoadrenokortizma olarak da bilinen bu rahatsızlık, böbreküstü bezi tarafından adrenal hormonlarının yetersiz üretiminden kaynaklanan aşırı derecede ciddi bir durumdur. Semptomlar kusmayı, iştahsızlığı ve uyuşukluğu içerir. Bu işaretler belirsiz olduğundan ve diğer hastalıklar ile karıştırılabileceğinden, daha ileri aşamalara ulaşana kadar yanlış teşhis edilmesi muhtemeldir. Daha şiddetli belirtilerde, köpek strese girdiğinde veya potasyum seviyesi kalp fonksiyonlarına müdahale etmek için yeterince yüksek olduğunda, ciddi şok ve ölüme neden olabilir. Addison'dan şüphelenilirse, veterineriniz teşhisi doğrulamak için bir dizi test yapabilir.
Kalça Displazisi: Kalça çıkığı olarak da bilinen bu rahatsızlık, uyluk kemiğinin kalça eklemine tam oturamamasından kaynaklanan kalıtsal bir durumdur. Kalça displazisi olan bir köpekte herhangi bir rahatsızlık belirtisi görmeyebilirsiniz. Köpek yaşlandıkça artrit gelişebilir. Görüntülenebilmesi için X-ışını taramasından yararlanılır. Kalça displazisi olan köpekler çiftleştirilmemelidir. Bir köpek yavrusu satın alıyorsanız, köpeğin anne ve babasının kalça displazisi için test edildiğini ve problemsiz olduğunun kanıtlanmasını (yazılı bir doküman ile) isteyebilirsiniz. Kalça diplazisi kalıtsaldır ancak çevresel koşullardan da tetiklenebilir; yüksek kalorili yiyeceklerle hızlı büyüme ve zıplama, atlama veya düşme sonucunda oluşabilecek yaralanmalar gibi.
Progresif Retinal Atrofi (PRA): Bu durum, retinada kademeli bozulmayı içeren bir göz hastalıkları ailesidir. Hastalığın ilk döneminde, etkilenen köpekler gece körlüğü yaşarlar ve hastalık ilerledikçe gündüzleri de göremez hale gelirler. Etkilenen köpeklerin çoğu, çevreleri aynı kaldığı sürece sınırlı veya kayıp görüşlerine rağmen ortama uyum sağlar.
Patella Luksasyonu: Diz kapağı kayması olarak da bilinir ve genellikle küçük köpek ırklarında yaygındır. Üç bölümden oluşan patellanın -femur (uyluk kemiği), patella (diz kapağı) ve tibia (kaval kemiği) - uygun şekilde dizilememesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum, bacaklardan kaynaklı olarak anormal bir yürüyüşe veya topallamaya neden olur. Doğumda mevcut olan bir durumdur ancak genellikle çok geç olmadan anlaşılamaz. Patella luksasyonun neden olduğu sürtünme, artrit ve dejeneratif eklem hastalığına yol açabilir. 1. Dereceden eklemde geçici lamensiyeye neden olan ara sıra bir luksasyondan, tibianın dönmesinin ciddi olduğu ve patellanın el ile yeniden düzeltilemeyeceği 4. dereceye kadar dört çeşit patella luksasyonu vardır. Bu rahatsızlık köpekte eğri bacaklı bir görünüme neden olur. Patella luksasyonun ciddi dereceleri cerrahi müdahaleler gerektirebilir.
Von Willebrand Hastalığı: Hem köpeklerde hem de insanlarda bulunan bu rahatsızlık, pıhtılaşma sürecini etkileyen bir kan bozukluğudur. Etkilenen bir köpeğin burun kanaması, diş eti kanaması, ameliyattan sonra uzun süreli kanama, yavrulama sonrası uzun süreli kanama ve dışkıda kan gibi semptomları olacaktır. Bu bozukluk genellikle üç ila beş yaşlarında teşhis edilir ve tedavi edilemez. Bununla birlikte koterizasyon veya dikiş atma, cerrahi müdahale öncesi transfüzyon ve belirli ilaçlardan kaçınma gibi yöntemlerle hastalık yönetilebilir.
Hipotiroidizm: Bu tiroid bezinin bir bozukluğudur. Tiroid hormonlarının anormal derecede düşük üretiminin bir sonucudur. Klinik belirtiler her bir vakanın şiddetine bağlı olarak değişir ancak kuru, kaba ve/veya seyrek kürk, göz akıntısı, soluk mukoza zarı ve zihinsel donukluğu içerebilir. Her gün alınacak tiroid replasman hapıyla rahatsızlık iyi bir şekilde yönetilebilir. Köpeğin bu ilacı hayatı boyunca alması gerekir.
Katarakt: Canine Eye Registration Foundation (CERF), kataraktları lensin kısmi veya tamamen opak olması şeklinde tanımlar ve köpeklerde görme kaybının önde gelen nedenidir. Ciddiyetine bağlı olarak, katarakt bazen cerrahi müdahale ile düzeltilebilir.
Epilepsi: Köpekte nöbetlere neden olan bir bozukluktur. Genellikle kalıtsal olan nörolojik bir durumdur. Kendisini olağan dışı gösterebilecek hafif veya ağır nöbetlere yol açabilir. İlaçla tedaviye devam edilir ancak tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir.
Alerjiler: Alerjiler köpeklerde yaygın bir rahatsızlıktır. Üç ana alerji türü vardır: bazı yiyecekleri köpek diyetinden yok ederek tedavi edilen gıda alerjileri; yatak, pire tozu, köpek şampuanları ve diğer kimyasallar gibi bir topikal maddeye reaksiyonun neden olduğu temas alerjileri; polen, toz ve küf gibi havada bulunan alerjenlerden kaynaklanan inhalan alerjileri. Tedavi, nedene göre değişir ve diyet kısıtlamaları, ilaçlar ve çevresel değişimleri içerebilir.
Her köpek, yaptığı egzersizlerden bir şekilde faydalanıyorken Keeshond fazla egzersiz yapma ihtiyacı duymaz. Tarihini etrafta dolaşacak çok az yeri olan bir köpek olarak geçirdi. Günlük yürüyüşler, kısa koşular veya oyun seansları gibi birlikte yapılabilecek aktiviteler onu tatmin etmeye yeterli olacaktır. Sonrasında sizinle birlikte televizyon karşısında oturacak, koltukta uzanacak ve günün geri kalanında birlikte vakit geçirmenizin keyfini çıkaracak. Onun hakkında bilmeniz gereken en önemli şey, onunla vakit geçirdiğiniz sürece mutlu olacağı ve size bakıp gülen ifadesiyle bakacağı olmalı. Sıcak iklimlere alışık değildir, serin havalarda mutlu ve rahattır. Bu nedenle sıcak günlerde onu evin içinde tutmak ve hatta serinlemesini sağlamak önemlidir. Keeshond ırkının egzersiz ihtiyacı günlük 45 dakikalık aktivitelerle veya 2 kilometrelik yürüyüşlerle karşılanabilir.
Keeshond çok akıllı ve oldukça eğitilebilir bir köpektir. İtaat yarışmalarında rekabet edebilir; hatta birçoğu uluslararası derecelere sahiptir. Çabuk öğrenme konusunda ün kazanmıştır. 10 ila 14 haftalıkken eğitime başlamanız önerilir. Hızlıca öğrenip bir sonraki aşamaya kolayca geçebilir. Eğitim sürelerini kısa tutmalısınız aksi halde köpeğiniz sıkılacak ve dikkatini farklı yönlere verecektir. Eğitimin kısa ve çeşitli tutulması köpeğinizin eğitimden keyif almasını sağlar. Doğru yaptığı davranışlar mutlaka övülmeli veya ödüllendirilmelidir. Eğitim esnasında köpeğinize asla sert muamele göstermemelisiniz. Sert muamele onun daha inatçı olmasına ve komutları daha az yerine getirmeye istekli olmasına neden olur. Köpeğinizin uygun köpek davranışlarını öğrenebilmesi için erken sosyalleşme önemlidir ve önerilir.
Keeshond ırkının beslenme ihtiyacı için önerilen günlük miktar: Günde 1 - 2 ölçek yüksek kaliteli kuru mamayı, iki öğüne bölerek verebilirsiniz.
NOT: Köpeğinizin ne kadar yediği büyüklüğüne, yaşına, boyutlarına, yapısına, metabolizmasına ve aktivite düzeyine bağlıdır. Köpekler tıpkı insanlar gibi farklı bireylerdir ve hepsinin aynı miktarda gıdaya ihtiyacı yoktur. Son derece aktif bir köpeğin, uyuşuk bir köpeğin yediğinden daha fazlasına ihtiyaç duyacağını söylemeye muhtemelen gerek yoktur. Satın aldığınız mamanın kalitesi de fark yaratır. Mama ne kadar kaliteli olursa köpeğiniz o kadar fazla yemek isteyecektir, tersi durumlardaysa mama kasesinde kalanları göreceksiniz ve onu cezbedebilmek için kasesini sallamaya başlayacaksınız.
Köpeğinizi beslerken mamanın tamamını mama kabında bırakmak yerine, ölçerek ve iki öğüne bölerek vermeniz önerilir. Aşırı kilolu olup olmadığından emin değilseniz, göz testi ve dokunma testi yapabilirsiniz. Öncelikle ona bakın; belini görebiliyor olmalısınız. Ardından ellerinizi sırtına koyun ve baş parmaklarınız bel kemiğinde olacak şekilde, parmaklarınıza aşağı doğru yayılma hareketi uygulayın. Omurgalarını göremez ancak parmaklarınızla çok bastırmadan da hissedebiliyor olmanız gerekir. Eğer hissedemiyorsanız, daha az yemeli ve daha çok egzersiz yapmalıdır.
Keeshond mükemmel bir görünüme sahiptir. Kürkü çift katman tüy yapısına sahiptir; yünlü alt katman ve uzun ve kalın tüylü üst katman. Yele görünümü erkeklerde dişilere göre daha belirgindir. Kürk rengi krem rengi, siyah ve gri karışımıdır. Gözlerinin etrafındaki ve köşelerindeki tüylerin şekli ve yapısı nedeniyle gözlük takıyormuş gibi görünür. Bu mükemmel görünüş sizi korkutmasın çünkü Keeshond kürkünün bakımı nispeten kolaydır. Haftada en az iki kez fırçalama veya tarama yapıldığı sürece sorun yok. Yılda iki kez alt katman tüylerini komple döker; bu da oldukça fazladır. Bu süre üç haftayı bulabilir. Nispeten temiz sayılabilecek bir ırktır ve köpek kokusu minimumdur. Her üç ayda bir banyo yapabilir. Kürkünü yaz aylarında rahatlaması için kısaltmayı düşünüyorsanız büyük bir hataya neden olursunuz. Kürkü onu serin tutar ve güneş ışınlarından korur; bu nedenle tıraş edilmemesi gerekir.
Diğer bakım ihtiyaçlarının arasında ağız hijyeni bulunmaktadır. Dişlerini, tartar birikmesi ve bakteri oluşumuna engel olmak için haftada en az iki veya üç kez fırçalayın. Diş eti hastalığını ve kötü nefesi engellemek istiyorsanız günlük fırçalama daha iyidir. Eğer bunu nasıl yapmanız gerektiğini bilmiyorsanız köpeklerin dişleri nasıl fırçalanır başlıklı içeriğimizi incelemenizi tavsiye ediyoruz.
Eğer köpeğinizin tırnakları doğal olarak yıpranmıyorsa, ayda bir veya iki kez tırnaklarını kesin. Yürürken tırnaklarının yerle temasından kaynaklanan tıkırdama seslerini duyuyorsanız çok uzunlar. Kısa ve düzgün tırnaklar daha sağlıklıdır. Sık sık patilerini kontrol edin ancak köpeklerin patileri konusunda hassas olduklarını ve nazik davranmanız gerektiğini unutmayın. Köpeklerin ayaklarında kan damarları vardır ve çok kısa keserseniz kanamaya neden olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda bir dahaki sefere köpeğiniz tırnaklarını kesmenize izin vermeyecektir. Bu yüzden, bu konuda herhangi bir deneyiminiz yoksa veterinerinizden destek almayı düşünebilirsiniz. Bu konuda yeterince hevesliyseniz köpeklerin tırnakları nasıl kesilir başlıklı yazımızı incelemenizi tavsiye ediyoruz.
Kulaklarının her hafta, kızarıklık veya kötü kokuya karşı kontrol edilmesi gerekir. Kızarıklık veya kötü koku enfeksiyona işaret edebilir. Köpeğinizin kulaklarını kontrol ederken, enfeksiyonları önlemeye yardımcı olmak için kulaklarını nazik bir şekilde ve pH dengeli kulak temizleyicisi ile nemlendirilmiş bir pamuk topu yardımıyla temizleyin ancak kulak içerisine herhangi bir şey sokmayın. Sadece dış kulağı temizlemelisiniz. Bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, görsellerle desteklenmiş köpeklerin kulakları nasıl temizlenir başlıklı içeriğimizi incelemenizi tavsiye ediyoruz.
Tarama sırasında cildinde, kulaklarında, burun, ağız, göz veya ayaklarda kızarıklık, iltihaplanma belirtileri veya yaralanma olup olmadığını kontrol edin. Kulakları iyi kokmalı, gözlerinde kızarıklık olmamalı, burnunda akıntı olmamalıdır. Dikkatli şekilde yapılacak haftalık muayeneniz, olası sağlık sorunlarını erken teşhis etmenize yardımcı olacaktır.
Keeshond çocuklu aileler için mükemmel bir evcil hayvandır. Her yaştan çocuklar için eğlenceli ve iyi huylu bir arkadaştır. İyi eğitildiği ve iyi sosyalleştirildiği sürece diğer köpekler ve diğer hayvanlarla iyi geçinir.
Her ırkta olduğu gibi çocuklara köpeklere nasıl yaklaşacaklarını ve onlara nasıl dokunacaklarını öğretmelisiniz. Her iki tarafın da herhangi bir ısırma, kulak veya kuyruk çekme gibi hareketlerini önlemek için her zaman köpeklerle küçük çocuklar arasındaki etkileşimleri denetlemelisiniz. Çocuğunuza, yemek yerken veya uyurken herhangi bir köpeğe asla yaklaşmamasını veya köpeğin yemeğini uzaklaştırmaya çalışmaması gerektiğini öğretmelisiniz. Hiçbir köpek, herhangi bir küçük çocukla denetimsiz bir şekilde bırakılmamalıdır.